top of page

Mahir Ünsal Eriş -Tatil Kitabı | Kitap Yorumu

Mahir Ünsal Eriş'in en son romanı Tatil Kitabı, okuyucusuna sadece bir öykü değil, bir zaman kapsülü sunuyor. 1980 yazında Almanya'dan Türkiye'ye gelen sekiz yaşındaki Münevver'in gözünden anlatılan bu hikaye, gurbetçilik, aidiyet ve çocukluk yıllarının masumiyetini iç burkan bir dürüstlükle harmanlarken, aynı zamanda yazarın kişisel dünyasına açılan gizli bir kapı niteliği taşıyor.


ree


Yazarın İçinden Gelen Bir Hikaye

Mahir Ünsal Eriş, 1980 doğumlu bir yazar olarak, romanında anlattığı dönemi bizzat yaşamamış olsa da, annesi ve babasıyla arasındaki yirmi iki yaşlık minimal yaş farkı sayesinde o yılları sanki kendi çocukluğuymuş gibi içselleştirmiş. "Anne ve babamla aramdaki yaş farkı sadece yirmi iki. Yani benim çocukluğum onların da hiç unutamadıkları gençlik yıllarına denk geldiği için o zamanlar benim yaşamımda hep evin bir köşesinde asılı duran bir tablo gibi canlı ve seyre açık halde kaldı bu yıllar" diyerek, romanın gerçeklik temeline dair önemli bir ipucu veriyor.​

Yazarın Bandırma'da geçen çocukluk yılları, romanın mekânsal dokusuna sinmiş durumda. Romanda geçen Kocabaş Çayı, Çan'dan gelen kestane, Kalafat Köyü, Şevketiye plajı, Kaynanalar Parkı ve İki Kapılı dükkânı gibi detaylar, Biga'yı bilenler için açık ipuçları. Eriş'in bu coğrafyaya olan bağlılığı, romanın otantik dokusunu oluşturuyor.​


Acıyla Yoğrulmuş Bir Roman


Tatil Kitabı'nın yazım süreci, yazarın yaşamındaki derin kayıplarla iç içe geçmiş. Romanı düşünmeye yaklaşık üç yıl önce başlayan ve ilk kısımlarını yazan Eriş, yakın arkadaşı Ferit Güleç'i kaybedince romana ara vermiş. "Biz neredeyse doğduğumuzdan beri arkadaştık. O daha bir şeyi söylemeden ben onun sesinin tonunun nasıl çıkacağını bile bilirdim" diyen yazar, ancak bir süre sonra arkadaşının bu duruma nasıl güleceğini hayal ederek romana geri dönmüş.​

Romanın yazımı sırasında annesiyle her akşam yaptığı okuma ritüelini anlatan Eriş, son bölümü okurken tutamayıp ağladığını itiraf ediyor. "Meğer anneme okuduğum, okuyacağım son şeymiş bu" diye ekliyor. Mahir Ünsal Eriş'in annesi, romanın yayımlanmasından yaklaşık beş ay sonra vefat etmiş. Bu durum, romanın duygusal yoğunluğuna dair okuyucunun bilmediği ama hissettiği bir katman ekliyor.​


Münevver'in Arkasındaki Gerçeklik

Romandaki karakterler, yazarın hayatıyla ilginç bağlantılar taşıyor. Eriş, bir röportajında "Daha adlı adınca söyleyeyim, ben romanda zaten bizzat varım. Romandaki hamile kızcağızın karnındaki bebek benim" diyerek, edebiyatla gerçeklik arasında oynadığı oyunu açığa vuruyor. Bu anlatım stratejisi, romanı sadece bir kurgu olmaktan çıkarıp, kolektif belleğin bir parçası haline getiriyor.​

Koca Hala karakterine ithaf ettiği gerçek kişi ise, yazarın öz halası Zehra Türk: "Koca Hala'ya pek benzemezdi, hiç benzemezdi hatta huyu suyuyla. Ama onu çok severdim ve romanı yazarken hep gözümün önüne geldi durdu. Rahmet istedi derler eskiler, ben de ona adamak istedim" diyor Eriş.​


Annenin Diliyle Yazılmış Bir Roman

Tatil Kitabı'nın dilindeki samimiyet ve sıcaklık, tesadüf değil. Eriş, "Ben annemin konuştuğu dille yazıyorum" diyor ve ekliyor: "Tatil Kitabı tam anlamıyla annemin ve çevresinin dil dağarcığıyla yazılmış bir roman. Ne şanslıyım ki bunu ona da okuma fırsatı bulabildim". Bu dil tercihi, romanın sadece bir edebiyat eseri değil, aynı zamanda bir veda mektubu, bir hatırlama ve şükran ritüeli olduğunu gösteriyor.​

Romandaki karakterlerin isimleri de tesadüfi değil. Şazika, Duran, Rebiye, Hükümsür, Mübeccel, Tokmiş, Evrenos ve Münevver gibi isimler, o dönemin toplumsal dokusunu yansıtan isimler olarak karşımıza çıkıyor. Yazar bu isimleri özel olarak araştırmadığını, karakterler gözünde canlanır canlanmaz isimlerinin de geldiğini söylüyor.​


Kadınların ve Çocukların Dünyası

Romanda en dikkat çekici özelliklerden biri, erkeklerin neredeyse görünmez olması. Yazar bunun bilinçli bir tercih olduğunu vurguluyor: "Tatil Kitabı, daha önce de söyledim bunu gerçi, erkeklerin hiç olmadığı, olanların da neredeyse görünmez olduğu bir roman. Tek bir erkek var ışığın altında, o da İbo ve İbo da pek toplumun erkeklik kodlarına uyan bir adam sayılmaz".​

Eriş, roman yazmanın "dişil bir faaliyet" olduğunu düşündüğünü ve "kadınların ve çocukların dünyasına kulağım her zaman deliktir" diyerek, karakterlerine yaklaşımını açıklıyor. Bu bakış açısı, romanın en güçlü taraflarından birini oluşturuyor.​


1980'in Gerçekliği: Bir Masal Ama Yaşanmış

Tatil Kitabı, 12 Eylül 1980 darbesinin hemen öncesine, o karanlık tarihten sadece birkaç ay öncesine konuk oluyor okuyucusunu. Roman boyunca Münevver'in gözünden yaşanan o büyülü yaz, aslında bir masalın içinde geçiyor gibi görünüyor: yoksul ama cömert mahalleli, sokakta özgürce oynayan çocuklar, birbirine destek olan komşular... Ancak bu masal, gerçekten yaşanmış bir geçmişin yansıması.​

Eriş, "Geçmişte kalıp buharlaşmış, yalnızca silik, mahzun anılarda fragmanlar halinde yaşayan bambaşka bir gezegenin hikayesi" diye tanımlıyor romanını. Bu tanımlama, kitabın sadece nostaljik bir geçmişe dönüş değil, aynı zamanda ne kaybettiğimizin de bir muhasebesi olduğunu gösteriyor.​


Yazarın Dünyası: Diller, Dostluklar ve Dönüşümler

Mahir Ünsal Eriş, sadece bir yazar değil, aynı zamanda tutkulu bir dil âşığı ve çevirmen. Arkeoloji ve tarih eğitimi alan Eriş, otobüs yolculuklarında sözlük okumaktan zevk alan biri olarak tanımlanıyor. Arapça ve Farsçanın Türkçe üzerindeki etkilerini inceleyen atölyeler düzenleyen yazar, eşi yazar Oylum Yılmaz ile birlikte Londra'da yaşıyor.​

Eriş'in 2012'de çıkan ilk kitabı Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde ve 2013'te yayımlanan Olduğu Kadar Güzeldik kitabıyla 2014 yılında 60. Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazanmış. Velut bir yazar olarak on dört kitabı olan Eriş, naif dili ve yalın anlatımıyla Türk edebiyatında kendine özgü bir yer edindi.​


Son Sözler Yerine

Tatil Kitabı, sadece okuyarak öğrenilebilecek bir kitap değil. Yazarın hayat hikayesi, kaybettiği dostları, veda ettiği annesi, Bandırma'da geçen çocukluğu ve dile olan tutkusuyla birlikte okunduğunda bambaşka bir derinlik kazanıyor. Her satırının arkasında bir anı, her karakterin içinde bir sevgi, her kelimede bir veda saklı.


Münevver'in o yaz tatili biterken, okurun içinde kalan şey sadece bir hikaye değil, kayıp bir zamanın, unutulan bir dayanışmanın ve bir yazarın annesine, arkadaşına, geçmişine yazdığı gizli aşk mektubu. İşte bu yüzden Tatil Kitabı, kitap sayfalarından taşan, okuyucusunun kalbinde yer bulan nadir eserlerden biri.​

 
 
 

Comments


bottom of page